BABO'YA MEKTUP ..
Babo nasısan, eyimisen?
Gene Fatihayı gaptın, keyfin yerinde.
Oraları bilmem amma...
Buraları bura olmaktan çıkmış.
Mezarıydan galksan, gafayı yersen.
Öldürüye sevinirsen...
Sıra geceleri bitti artık.
Şindi Bitliste beş minare de yok.
Hasangalasında caketim de galmamış.
Hem Urfa dağlarında ceylanlar da gezmiy.
Herkes: şak-şuka, şaka da - şuka söylüy...
Ne mırranın, ne de gayfenin dadı galdı,
Gayfenin nestlisi çıkmış, südü de içinde.
Gaçak çay da hepden gaçak olmuş,
Sallama içiyler...
Ahhh.. şu gavur icadı televizyon yokmu?
Tam üç tene eve aldım,gene de acans dinliyemiyem.
Gumasının yüzünden gocasından ayrılan böyük gız,
Yaseminin penceresinden bakmazsa göremiymiş.
Öbür oğlan Gurtlar Vadisi.
Hele o güççüğü yokmu ? Sen görmedin.
Saçını hep Amerikan kesdiren,
Gözü, gulağı oynuy namıssızın.
Acun Firarda diyo, başka bişey demiyo
Turizm dersine eyi geliymiş.
Valla yalan,
Mahsadı çıbıldak garılara baha...
Torunun şehmuzla iftihar etmelisen,
Aletirik Mehendisi çıktı.
İş bulamadı, galdırım mehendisiyem diyo.
Galdırım da yok ya, çamırlarda debeleniyo, duruyo...
Babo bi de telefon çıkmış, minnacık.
Şalvarın cebine on tene siğar.
Tele-fon amba teli, meli yok.
Eyi bişey de çok yalan söylüyo.
Ben Siloyu tarlada görüyem,
Aradığın gişiye ulaşılmıy diyo.
Ancaaa foturaf çekiyo...
Bu cümma rühuya hatim indirecektik;
Mevlüt Hoca nazlanıy, boğazı ağrıymış.
Yoh gendini üçaylara hazırlıymış...
Eve iki tene CD göndermiş,
Bunuyla gıyrık hatim iner demiş.
Eh.. Sen de bunuyla idare edersiyo.
Dünya işleri bitmiyo.
Şindi bana müsade;
Aşağı kepir tarlaya gidiyim.
Golf oynuyacağım da...ALINTI SON DURAK bir güne daha sensiz merhaba dedim.
bu geceki rüyamdan hiç uyanmak istemedim,
orada bana bakıp beni öpüyordun,
bana sarılıp yüzümü okşuyordun.
ama bişey demiyordun..
keşke şimdi de yanımda olsan,
bana bir kez daha seni seviyorum desen.
gözlerime bakıp da bana gülsen.
ne çok özledim sana sarılabilmeyi,
sana telefon edip hatırını sorabilmeyi,
ne çok özledim seninle oturup saatlerce konuşabilmeyi
bir de sana derdimi söyleyebilmeyi.
Kendi kendime sanki senmişsin gibi konuşuyorum,
resimlerine bakıp saatlerce öpüyorum,
kızma ama günde en az bir kere de ağlıyorum..
ben seni hala çok ama çok seviyorum...
komik bişey yaptığım zaman bana nasıl da gülerdin..
ellerini çırpıp "hay Allah" derdin.
oğlun da olsam bana hep "ağabey" derdin,
ben senden daha geç bindim bu otobüse,
sen ise son durakta çok erken indin
BABA bir defa daha sözünü tuttun
ve beni ölene dek sevdin...
AH ANNEÇİĞİM AH..
Çok erken bıraktın beni öksüz
Böyle yapayalnız, böyle çaresiz...
Şimdi kim uyutacak ki beni?
Kim ninni söyleyecek ki?
Soğuk kış gecelerinde kim?
Kim üstümü defalarca örtecek ki?
Ah anneciğim ah!
Kim soracak ki bıkıp usanmadan?
Aç mısın oğlum?
Yemek yedin mi yavrum?
Sofranı kurayım mı evladım? ...
O an şefkat damlardı gözlerinden anneciğim
Duymamazlıktan gelirdim ki yine sorsun diye...
Ah anneciğim ah!
Sen bir defa öldün ben bin defa!
Küllenir dendi acılar ama küllenmiyor
Ahımdan içim yanıyor!
Nerdesin anneciğim nerdesin?
Merhamet kundağına sarsana gene beni
Sevgi dolu sinene alsana gene beni...
Ah anneciğim ah!
Bir gülüşün vardı ki gül bile kıskanırdı
Sabah güneşi gibi ışırdı gözlerin.
Yaşama sevincimdin, huzur kaynağımdın...
Şimdi sen yoksun
Ne ağlayanım var
Ne senin gibi sevenim...
Ah anneciğim ah!
Kapıda beni hasretle bekleyişini özledim
Her kucaklayışında dirilirdi sanki yüreğim
Yok olurdu birden deryalar kadar derdim
Şimdi sen yoksun!
Ve ben bir bebek kadar aciz!
Bir bebek kadar çaresizim!
Ah anneciğim ah!
Sensiz bu dünyanın
Ne cefası çekilir
Ne sefası sürülür.
Biliyor musun anneciğim?
Sana kavuşmaktır artık tek dileğim
Tek dileğim: "sana kavuşmaktır. GELDİM İŞTE Sülfür inceldi ve en yorgun yerinden kırıldı ayna
Tenhaydı düşlerim, geceydi, çıkıp geldim işte
Su ve ateş bir de gülünç yalnızlığım var sana
Getirebildiğim, kokularını yitirmişti çünkü güller
Suyu dinle ateşi yak özledim demek bu
Parasız yatılı hüzünlerden ne kalır geriye
Biraz Tamil biraz Türküz ayıptır söylemesi
İntiharsa günahtır külliyen yasak bilirsin
Pısırık bir ihtilal gibi getirdim sana bunları
Bir de belleğim, başıma bela hazin ve komik üstelik
Hatırla eskiyen meydan saatini, çocukluğundur
Tayyare pulları getirdim sana evden kaçışlarımı
İstersen yok say bunları tespih de yapabilirsin
Beni vur saatin altında seni seviyorumdur bu
Şiir yazan bir adamın fotoğrafı var yanımda
Kendini ölümlü sanıyor onu getirdim ganimettir
Büyüdü büyülenerek, taşlayarak kovdu kabilesi onu
Suyun öte yakasında yaşadı, Sisyphos dediler adına
Sülfür inceldi ve en yorgun yerinden kırıldı ayna
Ayna pusluydu bunca yıl nice sır taşımaktan
Kırılmanın sesini duydum ve onu getirdim sana
Unutulmaya geldim işte onarılmaya değil Kovbenikabilendenamabekliyorumdemekbu UYURKEN BİLE KULAKLARIM ÇINLASIN!!!!. Seni anıyoruz; kendim ve kendimle!
Yüzünü unuttum dediğim anda,
Unutmadın diyorum.
Sesini de unutmadın ki diyorum.
Benim söylediğimi sonuna kadar dinleyip,
Evet doğru deyip,
Sonra tam tersi bir şeyi bana ben söylemişim gibi kabul ettirişin geliyor aklıma...
Çok komik geliyor bu gülüyorum kendi kendime...
O zaman ki bakışını başka zamanlarda da görmüştüm dedim.
Demekki o zamanlar da,
Farkında bile değilken...
Ah ah...
Unutulan hiç bir şey mi yok bu yakada...
Varsa da; unuttuklarımı yine kendim anlatıyorum kendime...
Bütün gece seni konuştum, seni çekiştirdim...
Sabah olacak neredeyse senin olduğun yerde...
Uykucu olan ben, uyuyan sensin şimdi...
Ama ben uyanmanı istiyorum;
Ben seni andıkça;
Kulakların çınlasın istiyorum...
Seni kendime anlatıyorum ya;
Anlatmakla bitiremiyorum ya,
İnşallah, inşallah uyurken de çınlasın kulakların!!!